Sela, İslam kültüründe dini görevlerin yerine getirilmesini müjdeleyen bir tür çağrıdır. İlk sela, 1300 yılında Memlüklü Sultanı Melik’ün Nasır tarafından verilmiştir ve Cuma namazı öncesinde okunmaktaydı. Sonrasında, 1389 yılında Melikü’s Salih b. Eşref, akşam ezanı dışında tüm ezanlardan sonra sela verilmesini emretmiştir.
Sela, Dilkeşhaveran makamında okunur ve genelde her vakit namazının makamına uygun olarak seslendirilir. Tipik olarak sela okunuşu şu şekildedir:
“Es’selatü ves-selam-ü aleyk, aleyke ya-seyyidina ya Rasullallah, es selatü ves-selamu aleyk, aleyke ya-seyyidina ya habiballah. Es-selatü vesselamu aleyk, aleyke yaseyyidel evvelina vel ahirin (vel hamdülillahirabbil alemin).”
Sela, ezan gibi iki müezzin tarafından icra edilir. Günümüzde genellikle kandillerde, Cuma namazı öncesinde ve cenaze bildirimi yapılırken okunur. Bazı bölgelerde, örneğin Konya’da, perşembe akşamları da sela verilir.
Sela, ezanın aksine, verilmediği zaman günah sayılmaz. Cuma namazı öncesinde sela vermenin amacı, insanlara Cuma gününün yaklaştığını hatırlatmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında sela verilmemiş olsa da, sonraki dönemlerde İslam tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Selanın Türkçe Anlamı:
Ey Resulullah, salat ve selam sana olsun,
Ey Allah’ın sevgilisi, salat ve selam sana olsun,
Ey Allah’ın nurlu Arşının ışığı, salat ve selam sana olsun,
Ey yaratılanların en hayırlısı, salat ve selam sana olsun,
Ey ilk ve sonların efendisi, salat ve selam sana olsun,
Hamd Alemlerin Rabbine mahsustur.
Sela, İslam kültürünün önemli bir parçasıdır ve Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik duygusu yaratmayı amaçlar. Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ve O’nun soyuna olan sevgi ve saygıyı ifade eder ve dini görevlerin yerine getirilmesinde Müslümanlara rehberlik eder.