ABD’nin gizli yazışmalarını ve belgelerini sızdırarak uluslararası arenada yankı uyandıran WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, ABD casusluk yasasını ihlal etmekten suçlu olduğunu kabul etti. Bu anlaşmanın bir parçası olarak kefaletle serbest bırakıldı ve İngiltere’deki hapis cezasını sona erdirerek Avustralya’ya dönmesi yolunu açtı.
Assange’ın ABD’de mahkemesi 26 Haziran Çarşamba günü yapılacak ve 62 ay hapis cezasına çarptırılması bekleniyor. Ancak anlaşma gereğince Assange, İngiltere’de hapishanede geçirdiği süre kadar ABD’de cezaevinde tutulmayacak.
Uluslararası medya kaynakları, Assange’ın Avustralya’ya döneceğini bildirirken, WikiLeaks’in eski Twitter hesabı olan X’te yapılan bir paylaşımda Assange’ın 24 Haziran sabahı Belmarsh Hapishanesinden ayrıldığı duyuruldu.
Sosyal medyada paylaşılan görüntüler, Assange’ın İngiltere’den ayrılmak üzere bir havalimanından uçağa bindiğini ve Avustralya’ya döndüğünü gösteriyor. Assange’ın kot pantolon ve mavi gömlek giydiği görülüyor. Eşi Stella Assange da sosyal medya hesabında, özgürlüğü için yıllarca mücadele eden destekçilerine teşekkürlerini sundu.
Assange, ABD’nin Afganistan ve Irak savaşlarına ilişkin gizli belgeleri yayınlayarak uluslararası kamuoyunu sarstı. Sızdırılan belgeler, sivillerin ölümünü ve ABD hükümetinin casusluk faaliyetlerini ortaya çıkardı. Assange, bu bilgileri ifşa ettiği için casusluk ve bilgisayar korsanlığı suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.
Assange’ın tutuklanması ve iadesi, basın özgürlüğü ve hükümet şeffaflığı konusunda tartışmalara yol açtı. Bazıları Assange’ın bir gazeteci olarak hareket ettiğine ve halkın bilgi alma hakkını savunduğuna inanıyor. Diğerleri ise eylemlerinin ABD askerlerinin güvenliğini tehlikeye attığını ve ulusal güvenliği ihlal ettiğini iddia ediyor.
Assange’ın Avustralya’ya dönmesi, WikiLeaks davası ve basın özgürlüğünün sınırları konusundaki tartışmaların devam edeceğini gösteriyor. Assange’ın kaderi, ifade özgürlüğünün ve hükümet hesap verebilirliğinin hassas dengesini aydınlatmaya devam edecek.