Genlerimizin Katili: Endokrin Bozucu Maddeler
Endokrin bozucu maddeler, günlük eşyalarda, yiyeceklerde-içeceklerde, kıyafetlerde, solunan havada ve hatta vücutta bulunabilir. Bu kimyasallar, hormonların üretiminden atılımına kadar tüm süreçlerini etkileyerek sağlığa zarar verir.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şahin’e göre, endokrin bozucu maddeler kısırlık, düşük, doğum kusurları ve erken ergenlik gibi üreme sağlığı sorunlarına neden olabilir. Özellikle anne karnındaki bebekler ve çocuklar bu maddelerin etkilerine karşı daha hassastır. Bu maddeler, beyin gelişimini ve nörolojik fonksiyonları olumsuz etkileyebilir.
Bazı endokrin bozucu maddeler, meme, prostat ve testis kanseri riskini artırabilir. Ayrıca kalp hastalıkları, tiroid hastalıkları, obezite, diyabet ve diğer metabolik bozukluklara da yol açabilirler.
Bu kimyasallar, bağışıklık sistemini de olumsuz etkiler ve davranış bozukluklarına neden olabilir. Yağda eriyen yapıda oldukları için yağ dokusunda birikerek uzun süre vücutta kalabilir ve genleri etkileyebilirler. Endokrin bozucu maddeler anne sütünden bebeğe de geçebilir.
Günlük hayatta 1600’ün üzerinde endokrin bozucu maddeye maruz kalınabilir. Bunlar arasında plastik ürünlerde kullanılan BPA, poliklorin bifeniller ve ağır metaller yer alır. Bunlar su kutuları, plastik şişeler, biberonlar, emzikler, halılar, mobilyalar ve hatta bazı otomobil malzemelerinde bulunur. Tarım ilaçları, çevresel kirleticiler, kozmetikler ve kişisel bakım ürünleri de endokrin bozucu özelliklere sahiptir.
Endokrin bozucu maddelerin etkilerinden korunmak için şu önlemler alınabilir: