Giriş
Değerli İzmirliler, sevgili dostlar,
Bugün, anlamlı bir günde, İzmir’in Kurtuluş Haftası’nda, sizlerle bir aradayız. Son dönemde İzmir Körfezi’nin yaşadığı toplu balık ölümleri, kötü koku ve görüntüler hepimizin kalbini sızlattı. Bu nedenle bugün, TÜBİTAK gemimizdeyiz. Bilim insanları, valimiz ve belediyelerimizle birlikte gerekli incelemeleri yerinde yapıyor, körfezdeki acı durumu yerinde görüyoruz.
Körfezdeki Tehlike
İzmir Körfezi, dünyanın göz bebeği niteliğindeki bir tabiat harikasıdır. Ne yazık ki bugün kirlilik nedeniyle nefes almakta güçlük çekiyor. Balıklarımız toplu ölümlerle karşı karşıya kalıyor.
Bakanlık olarak harekete geçtik ve körfezin farklı noktalarından deniz suyu örnekleri aldık. Üzücü bir gerçekle karşılaştık: Denizdeki atık suyu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazla. Bu, evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan suya karıştırıldığı anlamına geliyor. Bu durum koku sorununu beraberinde getiriyor ve insan sağlığını tehdit ediyor.
İçler Acısı Sonuçlar
Denizdeki oksijen seviyesine baktığımızda da benzer bir manzara görüyoruz. İzmir Körfezi’nde oksijen seviyesi, olması gereken 6 miligram/litre seviyesinden 1,8’e, hatta yer yer 0’a kadar düşmüş durumda. Bu da bağlantılı olarak su sirkülasyonunun neredeyse tamamen durma noktasına geldiğini, iç körfezde bazı bölgelerde yaşam kalmadığını gösteriyor.
Sorumlular
İzmir Körfezi’nin temizlenmesi için yapılan Büyük Kanal Projesi’nde yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirildiğini görüyoruz. Bu durum, körfeze daha fazla kirlilik ve katı madde gitmesine sebep oluyor.
Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin de verimli işletilemediğini tespit ettik. Bu tesis düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne defalarca uyarı yaptık. Ancak 5 yılda 13 ayrı ceza uygulanmasına rağmen sorun çözülmedi. Geçtiğimiz 23 Ağustos’ta tesisimizden alınan numunede, katı madde değeri limitin 4 katı üzerindeydi.
Çözüm
Bugün İzmir Körfezi’nde yaşanan durum, tam anlamıyla bir çevre felaketidir. Bu felaketin sorumluları, körfez için hiçbir adım atmayanlar, sorumluluklarını gizlemek için çırpınanlar ve körfezin kirliliğine sebep olan belediyelerdir.
Bakanlık olarak İzmir Körfezi’nin korunması için gerekli denetimleri yapmaya devam edeceğiz. Bilim kurulumuz, yerel yönetimlere yol gösterecek, yol haritaları çıkaracak ve ev ödevleri verecek. Belediyelerin eksikliklerini tespit edecek, uyaracak ve harekete geçmeleri için zorlayacağız.
İzmir Körfezi, kaderine terk edilemez, görmezden gelinemez, yok sayılamaz. Biz de bu duruma seyirci kalmayacağız. Yapılan her şeyi an be an takip ederek körfezimizi koruyacağız.
Bu konuda çaba gösteren herkese teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle selamlıyorum.