ABD Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan yeni verilere göre, ABD ekonomisi ocak-mart ayları arasındaki ilk çeyrekte yıllık %1,4 oranında büyüdü. Bu, ekonomistlerin tahmin ettiği %1,3’lük büyüme oranından daha yüksek olmasına rağmen, son çeyrekteki %3,4’lük güçlü büyümeye kıyasla önemli bir yavaşlamaya işaret ediyor. Bu, 2022’nin ikinci çeyreğinden bu yana kaydedilen en düşük büyüme oranı.
İlk çeyrekteki yavaşlama, önemli ölçüde tüketici harcamalarındaki zayıflamadan kaynaklandı. Yüksek faiz oranlarının ekonomik aktivite üzerindeki soğutma etkisini yansıtarak tüketim harcamaları sadece %1,5 arttı. Konut yatırımlarındaki düşüş de büyümeyi yavaşlattı ve konut inşaatları %26 düştü.
Öte yandan, işletme yatırımları %4,8’lik güçlü bir büyüme kaydetti. Net ihracat da ekonomiye olumlu katkı sağladı ve ithalatın %3,9 düşmesiyle ihracat %3,7 arttı.
İlk çeyrek büyümesi, ABD ekonomisinin yüksek faiz oranlarının etkilerinden etkilenmeye başladığını gösteriyor. Federal Rezerv’in enflasyonu kontrol altına almak için politika faiz oranlarını artırmaya devam etmesiyle, 2023’ün ilerleyen aylarında büyümenin daha da yavaşlaması bekleniyor.
Yüksek faiz oranlarının yanı sıra, devam eden küresel belirsizlikler ve Ukrayna’daki savaş da ABD ekonomisi üzerinde baskı oluşturuyor. Bu faktörler, tüketici ve işletme güveninin zayıflamasına yol açıyor ve ekonomik aktiviteyi baskılıyor.
Buna rağmen, ABD ekonomisi temel olarak güçlü olmaya devam ediyor. İşsizlik oranı %3,6 ile tarihi düşük seviyelerde seyrediyor ve işgücü piyasası güçlü talep görüyor. Ancak enflasyon yüksek kalmaya devam ediyor ve bu durum hem tüketiciler hem de işletmeler için bir zorluk teşkil ediyor.
Federal Rezerv, enflasyonu kontrol altına alırken ekonomik büyümeyi destekleme konusunda zorlu bir dengeyle karşı karşıya. Merkez bankası, faiz oranlarını çok hızlı bir şekilde artırırsa ekonomiye zarar verebilir, ancak faiz oranlarını çok yavaş artırırsa enflasyon kontrolden çıkabilir.
ABD ekonomisinin gidişatı, önümüzdeki aylarda enflasyonu kontrol etme, işsizliği düşük tutma ve ekonomik büyümeyi destekleme çabalarının başarısına bağlı olacak.