Almanya’nın döneri benimsemesi Türkiye ile bir “döner savaşı”na yol açtı. Türkiye, geleneksel lezzeti dönerin Avrupa Birliği’nde tescil edilip korunmasını talep ederken, Almanya bu başvuruya itiraz etti.
Almanlar döner konusunda adeta bir “döner paniği” yaşıyorlar. Sosyolog Eberhard Seidel, Türkiye’nin başvurusunun Almanya’nın kültürel kimliğine bir saldırı olduğunu iddia ediyor. Alman Otel ve Restoranlar Birliği Başkanı Ingrid Hartges, tescilin işletmeler ve tüketiciler için yıkıcı sonuçlar doğuracağını savunuyor. Alman Yeşiller Partisi’nden Cem Özdemir ise tescilin “Alman ekonomisine müdahale” olacağını ifade ediyor.
Almanya’nın itirazının ardında yatan nedenler ekonomik. Almanya’da döner satışları yılda ortalama 252 milyar TL’ye ulaşırken, her üç Alman’dan biri ayda en az bir kez döner yiyor. Ancak artan fiyatlar sektörde sıkıntı yaratıyor. Aşırı solcu Die Linke Partisi, döner fiyatlarına tavan getirilmesi çağrısında bulunuyor ve tescil başvurusunun bürokratik engeller yaratıp fiyatları daha da artıracağını savunuyor.
Konuyla ilgili bir uzlaşma sağlanamazsa Avrupa Komisyonu devreye girecek. Ancak Türkiye’nin tescil başvurusu onaylanırsa, Almanya’daki dönerciler kurallara uygun üretim yapmak zorunda kalacak. Bu durum, dönere sarımsak, acı sos veya çikolata gibi malzemeler ekleyen dönercilerin işini zorlaştıracak.
Bu arada, Türkiye tarihin en eski döner anlatımına sahip. Evliya Çelebi, 1666 yılında Kırım’da döner yediğini yazmıştı. Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in de nisan ayında İstanbul’a bir dönerciyle gelmesi, Almanların bu lezzeti benimsediğini gösteriyor.