Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesindeki Rüşvetle Mücadele Grubu’nun (WGB) yayınladığı raporda Türkiye’nin rüşvetle mücadele konusundaki tavsiyelere ve kriterlere uymadığı ve taahhütlerini yerine getirmediği belirtilmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, konuyla ilgili değerlendirmesinde hükümetin Türkiye’yi kara para ve suç örgütlerinin bir yuvası haline getirdiğini ve gri listeden çıkmayı başarısızlık olarak görüldüğünü öne sürdü. Toprak ayrıca, Türkiye’nin Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu tarafından yayınlanan raporda “rüşvet cenneti” olarak tanımlandığını ifade etti.
Toprak, Türkiye’nin 1997’de imzaladığı ve 2000’de yürürlüğe koyduğu Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’ne rağmen 27 tavsiye ve uyarıdan yalnızca üçünü uyguladığına dikkat çekti. Bu durum, Türkiye’nin sözleşmede yer alan temel yükümlülükleri ve taahhütleri yerine getirmediğini göstermektedir.
Raporda, Türkiye’nin 2016’dan bu yana WGB tarafından “yakın izlemeye” alınmasına rağmen rüşvetle mücadele performansının daha da kötüleştiği belirtilmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin 2018 ve 2022 yıllarında yabancı kaynaklı kara para aklama açısından ulusal risk değerlendirmesine tabi tutulduğu vurgulanmaktadır.
Raporda, Türkiye’nin kamu ihale sürecinin zimmete para geçirme, rüşvet ve yolsuzluk için müsait olduğu da ortaya konmaktadır. Raporda, sık sık değiştirilen Kamu İhale Kanunu’nun (KİK) bu tür suçları kolaylaştırdığına dikkat çekilmektedir.
Raporda, Türkiye’de medya kontrolünün yüksekliği nedeniyle rüşvet ve yolsuzlukla ilgili haberlerin sansürlendiği ve engellendiği ifade edilmektedir. Ayrıca, medyada yer alan rüşvet ve yolsuzluk iddialarının soruşturulmadığı ve savcılıkların yabancı rüşvet vakalarını yetkileri dışında tuttuğu belirtilmektedir.
Raporda, önceki hükümetlerde Maliye Bakanı ve Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevlerini yürüten şu anki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in kayıt dışı servetlerin aklanmasına olanak sağlayan servet affı ve varlık barışı yasalarının mimarı olduğu vurgulanmaktadır.
Türkiye’nin OECD Rüşvetle Mücadele Sözleşmesi’ni imzalamasına rağmen, kamu ihalesi alan şirketlerden “rüşvet ve her türlü yolsuzlukla mücadele edeceklerine dair taahhüt” alınması gerektiği de raporda yer alan önemli bir husustur.
Sonuç olarak, OECD Rüşvetle Mücadele Grubu’nun raporu, Türkiye’nin rüşvetle mücadele konusundaki taahhütlerini yerine getirmediğini ve ciddi eksiklikler olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin bu konudaki performansını iyileştirmek için acil önlemler alması gerekmektedir.