Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Esed’in görüşmesi için Moskova, Bağdat ve Kesep kapısı seçenekleri üzerinde duruluyor. Görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği artık tartışılmıyor; nerede ve hangi koşullar altında olacağı konuşuluyor.
Ağustos ayı, görüşme için öne çıkan tarih olarak görülüyor. Irak Başbakanı Sudani ve Rus lider Putin, görüşme için inisiyatif alıyor. Erdoğan da, “Davetimiz her an olabilir” diyerek süreci destekliyor.
Temmuz ayında, Rus Dış İstihbarat Servisi Direktörü Naryshkin’in Şam’dan sonra Ankara’yı ziyaret etmesi, arka kapı diplomasisinin yoğunlaştığını gösteriyor. Bu ziyaret, Putin-Esed görüşmesinden kısa bir süre önce gerçekleşmişti. Putin, daha sonra Esed ile Moskova’da görüştü. Hakan Fidan ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da ASEAN toplantısında bir araya geldi.
ABD, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesine karşı çıkıyor. İran da Suriye üzerindeki etkisini kullanarak süreci engellemeye çalışıyor. Ancak Türkiye-Suriye işbirliği, ABD’nin Suriye’de bir PKK devleti kurmasını engelleyebilir.
Esed başlangıçta Türkiye’nin Suriye topraklarından çekilmesini önşart koşuyordu. Ancak daha sonra egemenlik hakkının tanınmasını yeterli bulduğunu belirtti. Hakan Fidan, önşartların olmadığını, ancak iki ülkenin farklı bakış açıları bulunduğunu vurguladı. Görüşme, bu sorunları medeni bir şekilde çözmek için yapılacak.
Lübnan’da İsrail-Hizbullah savaşı riski, Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesini hızlandırabilir. Çünkü böyle bir savaşta Suriye cephe ülkesi haline gelebilir. Bu nedenle, Suriye’nin, Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmeye Erdoğan’dan daha fazla ihtiyacı var.
Ağustos ayı içinde Erdoğan-Esed görüşmesi gerçekleşebilir. Arka kapı diplomasisi yoğunlaşmaya devam ediyor ve ihtiyatlı bir iyimserlik var.