Srebrenitsa Katliamı’nın 29. yıl dönümünde, dünyaca acının sembolü haline gelen bu trajediyi bir kez daha anıyoruz. Bu yıl da kimlik tespiti yapılan toplu mezar kurbanlarının cenazeleri toprağa verilecek.
11 Temmuz 1995’te Sırpların Srebrenitsa’yı ele geçirmesinin ardından BM koruması altındaki Boşnak siviller, Sırplara teslim edildi. Kadın ve çocuklar Boşnak askerlerin kontrolüne gönderilirken, en az 8 bin 372 Boşnak erkek vahşice katledildi. Katledilenler toplu mezarlara gömüldü.
Savaşın ardından kayıpları bulmak için başlatılan çalışmalar kapsamında toplu mezarlarda bulunan kurbanların kimlik tespiti yapıldı. Her yıl 11 Temmuz’da düzenlenen törenle tespit edilen kurbanlar Potoçari Anıt Mezarlığı’na defnediliyor.
Bugün toprağa verilecek kişilerin isimleri şöyle:
“Beriz Mujic, Hamed Saliç, Hasib ve Camil Efendic kardeşler, Mehmed Krdzic, Sabrija Omic, Musan Siljkoviç, Sakib Harbas, Ahmet Jasareviç, Nevres Salihoviç, İbrahim Salkic, Midhat Basic, Hajdin Mustafic, Latif Mandzic.”
Srebrenitsa Katliamı, Avrupa’nın kalbinde işlediği en büyük toplu katliam ve ilk belgelenmiş soykırım olarak tarihe geçti. Uluslararası Adalet Divanı, 2007’deki kararında Srebrenitsa’da yaşananları “soykırım” olarak nitelendirdi.
Sırp generali Ratko Mladic, sonuca bağlanan davada Srebrenitsa soykırımı da dahil olmak üzere birçok suçtan müebbet hapse mahkum edildi. Eski Bosnalı Sırp lideri Radovan Karadzic ise Srebrenitsa soykırımı da dahil 10 suçtan 40 yıl hapis cezası aldı.
Bugüne kadar Srebrenitsa davalarında 45 Sırp, toplam 699 yıl hapis cezası aldı. Eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic de Srebrenitsa soykırımıyla suçlandı ancak yargılama sırasında hayatını kaybetti.
Srebrenitsa Katliamı, dünyanın gözleri önünde gerçekleşen ve unutulmaması gereken bir insanlık ayıbıdır. Toplu mezarlardan çıkarılan ve kimlikleri tespit edilen kurbanların cenazelerinin her yıl 11 Temmuz’da defnedilmesi, acının ve adalet arayışının sembolüdür.
Bugün toprağa verilen her bir kurban, Srebrenitsa’nın anısına bir saygı duruşudur. Bu katliamın sorumluları ve soykırımı inkar edenler asla unutulmamalıdır.