Metin:
Monty Python’ın “Brian’ın Hayatı” filminde Reg, “Hijyen, ilaçlar, eğitim, şarap, kamu düzeni, sulama, yollar, temiz su sistemi ve halk sağlığı dışında, Romalılar bize ne yaptı?” diye sorar.
Avrupa’da yaygın bir zihinsel gerileme, Roma İmparatorluğu’nun büyük ölçekli metal endüstrisinin yarattığı devasa kurşun kirliliğinin bir sonucu olabilir.
Araştırmacılar, madencilik ve metal cevheri işlemenin yaygınlaşmasıyla birlikte havadaki kurşun kirliliğinin zirve yaptığını ve bunun imparatorluk genelinde tahmini 2 ila 3 puanlık bir IQ düşüşüne neden olduğunu ortaya koydu.
Nevada’daki Çöl Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Joseph McConnell, “Avrupa’daki atmosferik hava kirliliğini yaklaşık 2.000 yıl önce ölçebilmek ve antik Roma’daki potansiyel sağlık etkilerini değerlendirebilmek inanılmaz” diyor.
McConnell, bulguların endüstriyel faaliyetlerin neden olduğu insan kaynaklı emisyonların, iki bin yılı aşkın bir süredir insan sağlığı üzerinde yaygın hasara yol açtığını gösterdiğini ifade ediyor.
“Bu oldukça çarpıcı bir durum.”
Romalılar ve Kurşun Zehirlenmesi
Romalı hekimler kurşun zehirlenmesinin tehlikelerinin farkındaydı. Ancak su boruları ve mutfak eşyalarında hala yaygın olarak kullanılıyordu. İlaçlara, kozmetik ürünlerine ve oyuncaklara da katılıyordu. Romalılar, kurşun içeren şurupların şarabı tatlandırdığını ve koruduğunu keşfettikten sonra bu metali tüketmeye başladılar.
Gıda ve şaraptan gelen kurşun zehirlenmesi daha çok üst sınıfları etkilerken, tüm nüfus imparatorluğun büyük madenlerinden ve rafinerilerinden kaynaklanan havadaki kurşunu soluyordu. Kurşun, gümüş ve altın rafinerilerinin bir yan ürünü olarak yayılıyordu.
Buz Çekirdeklerinde 2.000 Yıllık Kurşun İzleri
McConnell ve uluslararası araştırmacı ekibi, Roma dönemine ait havadaki kurşun kirliliği seviyelerini izlemek için Kuzey Kutbu’ndan alınan buz çekirdeklerini analiz etti. Bu çekirdekler, M.Ö. 500’den M.S. 600’e kadar atmosferik kurşun konsantrasyonlarının bir zaman çizelgesini ortaya çıkardı.
Araştırmacılar, Roma İmparatorluğu’nun yükselişiyle birlikte M.Ö. 15 civarında kurşun kirliliğinin keskin bir şekilde arttığını bildiriyor. Bu seviyeler, Pax Romana döneminin sonuna kadar yüksek kaldı ve imparatorluğun atmosfere yarım milyon tondan fazla kurşun saldığı tahmin ediliyor.
Kurşun Kirliliğinin Zihinsel Etkileri
Bilim insanları, kurşun kirliliğinin etkilerini anlamak için atmosfer modelleri kullanarak kurşunun Avrupa genelinde nasıl yayıldığını incelediler. Ardından, modern çalışmalardan faydalanarak bu nörotoksik metalin çocuklarda birikebileceği miktarı ve bunun IQ üzerindeki etkisini hesapladılar.
Araştırmaya göre, Roma İmparatorluğu’nun zirvesinde çocukların kanındaki kurşun seviyeleri ortalama 2,4 mikrogram/desilitreye yükselebilir ve bu da IQ’larında 2,5 ila 3 puanlık bir düşüşe neden olmuş olabilir. Arka plan kurşun seviyeleri de dikkate alındığında, çocukluk dönemi kan kurşun seviyeleri 3,5 mikrogram/desilitreye ulaşmış olabilir.
Roma İmparatorluğu’nun en parlak döneminde, 80 milyondan fazla kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birinin madencilik ve metal işleme kaynaklı kurşun kirliliğine maruz kalmış olabileceği anlamına geliyor.
McConnell, “IQ’da 2,5 ila 3 puanlık bir düşüş çok gibi görünmeyebilir, ancak bu düşüş tüm nüfusu etkiledi ve Pax Romana’nın yaklaşık 180 yılı boyunca devam etti” diyor.
Araştırmacı, “Epidemiyologlara, antik tarihçilere ve arkeologlara, tespit ettiğimiz arka plan atmosferik kurşun kirliliği seviyelerinin ve sağlık etkilerinin tarihi değiştirip değiştirmediğini değerlendirmek kalıyor” diyor.
Sanayi Devrimi ve Kurşun Kirliliği
Roma İmparatorluğu’nun ardından havadaki kurşun kirliliği azalmış olsa da Orta Çağ’da yeniden yükseldi ve Sanayi Devrimi ile birlikte 20. yüzyılda zirve yaptı. Özellikle fosil yakıtların ve araçlarda kullanılan kurşunlu yakıtların yanması bu artışta etkili oldu.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nin 2021’de yayınladığı bir çalışma, kurşunlu yakıtların yasaklanmasıyla 1970’lerin sonları ile 2016 yılları arasında bir ila beş yaş arasındaki çocukların kanındaki kurşun seviyelerinin 15,2’den 0,83 mikrogram/desilitreye düştüğünü ortaya koydu.