Kemal Kılıçdaroğlu, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Devlet Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, “50 yıllık süre zarfında Ada’ya barış geldi. Hiç kimsenin burnu kanamadı. Harekat, Kıbrıs halkına bağımsız bir devlet kurma konusunda önemli bir adım sağladı. Kıbrıslılar, bağımsız bir devlet olarak yollarına devam etmeliler. Bu sağlanırsa gerçek anlamda barış pekişecek” dedi.
CHP Milletvekilleri Aliye Timisi Ersever, Deniz Demir, Okan Konuralp ve Uğur Bayraktutan da Kılıçdaroğlu’na eşlik etti.
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yılında, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Devlet Mezarlığı’ndaki kabrini ziyaret ederek andı.
Kılıçdaroğlu, Ecevit’in mezarlığına gül bıraktıktan sonra eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kabirini de ziyaret etti.
Ecevit’in mezarı başında açıklama yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Bülent Ecevit, Kıbrıs Barış Hareketi’nden sonra yaptığı açıklamada, Kıbrıs’a sadece Türkler için değil Rumlar için de barışı getireceğiz demişti. 50 yıllık süreçte Ada’ya gerçekten de barış geldi. Hiç kimsenin burnu kanamadı. Harekatın başka bir özelliği, bağımsız bir devlet oluşturma konusunda Kıbrıs halkına önemli bir adımın, görevin verilmiş olmasıdır. Böylece Kıbrıslılar, Kıbrıs’ta bağımsız bir devlet olarak yollarına devam etmeliler. Bu sağlanabilirse gerçek anlamda barış pekişecek. İki ayrı ülke, iki ayrı devlet aynı ada içinde birbirlerine saygılı bir şekilde yaşamış olacaklar. Bu güvenliğin, barışın sağlanması ve Akdeniz’de huzurun olması için son derece önemlidir.
Barış Harekatı’nın kahramanlarından bir diğeri de rahmetli Necmettin Erbakan’dır. Başbakan Yardımcısı olarak aynı süreçte görev yaptı. Ona da rahmet diliyoruz ve görevi dolayısıyla şükranlarımızı sunuyoruz.
Üzerinde durulması gereken bir şey daha var. Avrupa Birliği ülkeleri, Annan Planı sonrası bir referandum gerçekleştirdi ve referandumda Türk tarafı olumlu oy kullandı. Avrupa Birliği, Türk tarafının olumlu oy kullanması halinde, Rumlar olumlu oy kullanmasa bile doğrudan ticaret tüzüğünü yürürlüğe koyarak, Türk tarafıyla doğrudan ticari ilişkilere girecekti. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Avrupa Birliği bu görevini yapmadı. Her Avrupa’ya gittiğimde, Avrupa Birliği yetkililerine yaptıklarının Avrupa’nın etik değerleriyle bağdaşmadığını ve sözlerini tutmadıklarını söyledim. Yine rahmetli Ecevit’in mezarının başında aynı sözümü tekrar ediyorum. Avrupa Birliği verdiği sözü tutsun ve görevini yerine getirsin. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile doğrudan ticari ilişkilere girsin.”