Mevcut araştırmalar, tek bir travmatik olayın bile bağışıklık sistemini zayıflatarak tümör gelişimine elverişli bir ortam sağlayabileceğini ortaya koymaktadır.
Şiddetli bir ayrılık, sevdiklerinizin kaybı veya ağır bir yaralanma gibi travmatik deneyimler, uzun vadeli sonuçlar doğurabilir, stres tepkilerinizi kalıcı olarak değiştirebilir ve potansiyel olarak kanser riskinizi yükseltebilir.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma, 54.000’den fazla kadın üzerinde gerçekleştirilmiştir. Otomobil kazaları veya saldırılar gibi travmatik bir olay yaşayıp da travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri gösteren kadınların, travma yaşamayanlara göre yumurtalık kanseri geliştirme riskinin iki katına çıktığı bulunmuştur.
Başka bir araştırmada, 278 kanser hastası incelenmiştir. Boyun, baş ve pankreas kanseri teşhisi konulan hastaların çoğunun, hastalıkları teşhis edildikten sonraki beş yıl içinde önemli bir stresli olay yaşadığı ortaya konmuştur.
Konunun uzmanı Dr. Andrea Lynne Roberts, “Travma veya kronik duygusal sıkıntı yaratan stresli olayların, sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebileceğini ve çeşitli tıbbi durumlar geliştirme riskinizi artırabileceğini doğrulamaktadır. Örneğin, stres ve kalp hastalığı arasındaki bağlantı, kanserle olan bağlantıdan çok daha fazladır. Eğer kronik stres yaşıyorsanız, kanserin endişeleneceğiniz en son şey olması gerektiğini düşünüyorum” demiştir.
Bu uyarılara rağmen, araştırmacılar on yıllardır kanser ve stres arasındaki ilişkiyi incelemeye devam etmektedirler.
MD Anderson’daki Bütünleştirici Tıp Programı Direktörü Dr. Lorenzo Cohen, bunun “beden sistemlerinizin işleyişini ciddi şekilde etkileyebileceğini” belirtmektedir. Cohen’e göre, en olası varsayım, “stresin vücudunuzu kansere karşı daha müsait hale getirmesi”, yani vücudunuzun kansere ve diğer hastalıklara karşı doğal savunmasını zayıflatmasıdır.