İstanbul’da hizmet veren Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde 2024 yılında meydana geldiği iddia edilen nükleer sızıntı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan bir dilekçeyle gündeme getirildi. Dilekçeyi sunan hastane çalışanı, sızıntının 15-31 Mart 2024 tarihleri arasında hastanede yaşandığını ve yetkililer tarafından halktan gizlendiğini öne sürdü. Dilekçede, sızıntının üstünü örtme talimatının İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli Alim B. tarafından verildiği iddia edilirken, hastane başhekimliği ve diğer yöneticilerin de sızıntıdan haberdar olduğu belirtildi.
İhbar ve şikayette bulunduğu için görev yerinin değiştirildiğini ifade eden personel, hastanede yöneticilerin katıldığı bir toplantıda sızıntıdan haberdar olduğunu söyledi. Nükleer sızıntı iddialarıyla ilgili İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, olayın Atom Enerji Kurumu tarafından takip edildiğini ve ölçümlerde herhangi bir sızıntının tespit edilmediğini belirtti.
SÖZCÜ’nün ulaştığı hastane yetkilileri, sızıntı iddialarının doğru olduğunu, ancak gerekli önlemlerin alındığını söyledi. Sızıntının, nükleer tıp tedavisi gören hastaların atıklarının depolandığı 15 tanktan birinde yaşanan bir arıza sonucu oluştuğunu aktaran yetkililer, sızıntının otopark bölümünde bir temizlik görevlisi tarafından fark edildiğini belirtti.
Atom Enerji Kurumu, AFAD ve hastaneyi yöneten Rönesans Holding yetkililerinin oluşturduğu bir ekip, olayın ardından toplantı yaptı ve hastaların yattığı bölümlerin sızıntı giderilene kadar kapatılmasına karar verdi. İki gün süren sızıntının ekipler tarafından onarıldığı ve bu süre zarfında personelin koruyucu ekipmanlarla çalıştığı ifade edildi.
İddiaların odağındaki İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, hastanede herhangi bir nükleer sızıntı meydana gelmediğini ve iddiaların asılsız olduğunu vurguladı. Memişoğlu, “İddialarla ilgili incelemeler başlatıldı. Olayın, resmi makamlarca tespit edilen bir nükleer sızıntı olmadığı açıktır” dedi.
Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Başhekimi Dr. Ayşe Nur Yılmaz ise, hastanede herhangi bir nükleer sızıntının yaşanmadığını ve iddiaların gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Yılmaz, “Hastanemizde nükleer tıp uygulamaları güvenli ve kontrollü bir şekilde yapılmaktadır. İddiaların, hastanemizin itibarını zedelemeye yönelik asılsız iddialar olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
Yetkililer, iddialarla ilgili gerekli hukuki sürecin başlatılacağını ve gerçeklerin ortaya çıkarılacağını belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, iddialarla ilgili soruşturma başlattı ve olayın aydınlatılması için ilgili kurum ve kişilerden bilgi ve belge talep etti.
İddiaların gündeme gelmesinin ardından, nükleer enerji ve tıpta kullanımı konusunda tartışmalar yeniden alevlendi. Bazı uzmanlar, nükleer enerji ve tıpta kullanımının risklerinin önemsenmesi gerektiğine dikkat çekerken, bazıları da nükleer enerjinin güvenli ve gerekli bir enerji kaynağı olduğunu vurguladı.
Nükleer enerji ve tıpta kullanımı, gündemde uzun yıllar boyunca tartışılmaya devam edecek karmaşık bir konudur. Bu konuyla ilgili olarak, bilim insanları, uzmanlar ve karar vericiler arasında yapıcı tartışmaların sürdürülmesi, gerçeklerin ortaya çıkarılması ve toplum sağlığının korunması için büyük önem taşımaktadır.