Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeleri Dr. Eray Güçlüer Sabah TV’de değerlendirdi. İran’ın İsrail’e saldırısının ardından İsrail, misilleme olarak 26 Ekim cuma gecesi, İran’a peş peşe hava saldırısı düzenledi.
İsrail ilk kez yeni bir saldırı yöntemi denedi. Bu yöntem, F-35 uçaklarının görünmezlik özelliklerini kullanarak gerçekleştirildi. F-35 uçakları, muharebe uçakları olmaktan ziyade, taaruz platformları olarak kullanıldı. Taaruz platformu, F-35 uçaklarına entegre olan SİHA ve İHA’larla birlikte uçularak gerçekleştirilen bir saldırıdır. F-35 uçakları yüksek irtifadan uçarken, onlara bağlı olan SİHA ve İHA’lar daha alt irtifada uçtular ve İran hava sahasına girdiler.
İsrail’den kalkan F-35’ler ve F-35’lerin komuta ettiği SİHA’lar İran hava sahasına girdi. Bu esnada İran hava savunma sistemleri aktive oldu. Çünkü hava sahalarında düşman uçaklar gördüler ve SİHA’lara karşılık vermeye başladılar. Ancak daha üst irtifada uçan F-35’leri göremedikleri için onlara saldırı yapamadılar. F-35’ler, radar sistemleriyle, elektronik sistemleriyle, aktive olan İran’ın hava savunma bataryalarını tespit ettiği için hava savunma bataryaları İsrail’in SİHA’larıyla uğraşırken F-35’ler de bu bataryaları tek tek vurdu.
Bu saldırıda, İran’ın S300 bataryaları, füze motoru üreten fabrikaları ve füze rampalarının hedef alındı. İsrail’in aslında F-35 savaş uçaklarının görünmezlik özelliğinden istifade ederek yeni bir saldırı yöntemiyle İran’a karşı misilleme saldırısı yaptı.
İran’ın hava savunma sistemleri neden F-35’leri göremedi? Çünkü bunlar görünmezlik özelliklerine sahip yüksek teknolojik uçaklar. Yani İran’ın radar sistemleri, F-35’leri göremedi. F-35’leri göremediği için de F-35’ler, İran’ın aktive olan hava savunma bataryalarını ve silah sistemlerini tespit edip, bir bölümünü vurdular.
İsrail’in bu saldırıdaki amacı askeri bir hareket yapmaktan ziyade, istihbarat toplamak ve bilgi harekatı yapmak olabilir. Saldırıya katılan hava araçlarının kombinasyonu, ağırlıklı olarak istihbarat amaçlı olduğunu gösteriyor. Bu platformlar çalışıyor mu diye denendi.
Buradan çıkacak sonuç şu; İsrail istihbarat amaçlı bilgi harekatı amaçlı bir operasyon yaptıysa, topladığı istihbaratla, bu misilleme operasyonu muhtemelen daha büyük stratejik saldırının hazırlığı olabilir. İran test edildi, kendi sistemleri test edildi. Bu saldırı yöntemi ilk kez İsrail tarafından İran üzerinde denendi. İsrail bu boşluğu kullanır.
Türkiye’nin hava kuvvetleri İran ile mukayese edilemez. Türkiye’nin muharebe kapasitesi ve teknolojisi çok yüksek seviyede. Şu an TUSAŞ’ta yapılan Özgür Projesi sayesinde F-16’lar tamamen Türk milli sistemle donatılıyor ve Blok 70 seviyesine çıkarılıyor. Bu seviye çok önemlidir.
Türkiye’nin siper füzelerinin vuruş hassasiyeti yüzde 99’dur. İsrail’in görünmezlik teknolojisi ile kaim bir sistem avantajı var ama Türkiye’nin milli güç kapasitesini düşündüğümüzde, bunu kullanabilme kapasitesi mümkün değil.
İsrail’in uyguladığı görünmezlik teknolojisine Türkiye zaten sahip. Hatta daha iyisine sahip olduğunu uzmanlardan öğrenildi. KAAN uçağının özelliği F-35’ten çok daha üstün. Ayrıca Türkiye’nin SİHA’ları da İsrail SİHA’larından çok daha üst seviyede. Bu ikisi, müthiş bir kuvvet çarpanı ve muharebe gücü ortaya çıkarıyor.
Görünmezlik teknolojisi, günümüz ve geleceğin hava muharebelerinin temel yapı taşıdır. Yakın gelecekte, görünmezlik özelliğine sahip uçaklarla, görünmezlik özelliğine sahip olmayan uçaklara sahip ülkeler arasındaki rekabette, görünmezlik özelliğine sahip olanlar avantajlı olacaklar.