Bakan Şimşek, küresel ekonomi politikalarındaki belirsizliğin arttığını ve bunun başlıca sebebinin ABD-Çin rekabeti olduğunu belirtti. Korumacılığın yükseldiği bu ortamda Türkiye’nin benzer ülkelere göre daha dayanıklı bir konumda olduğunu vurgulayan Şimşek, ihracatımızın büyük kısmının serbest ticaret anlaşmalı ülkelere yapıldığını söyledi. Yatırımcıların risk iştahındaki azalmanın Türkiye’ye dolaylı etkileri olduğunu kabul eden Bakan, Türkiye’deki görece düşük vergi oranlarının Asya’daki rakiplere karşı avantaj sağladığını ifade etti. Küresel savunma harcamalarındaki artışın da Türkiye için olumlu bir gelişme olduğunu belirten Şimşek, Türkiye’nin IMF’nin yapay zeka hazırlık endeksinde iyi bir konumda olduğunu da sözlerine ekledi.
Enflasyonun düşmeye devam edeceğini ve dezenflasyon programının kararlılıkla sürdürüleceğini açıklayan Şimşek, cari açığı azaltarak makro finansal kırılganlıkları minimize etmeyi hedeflediklerini dile getirdi. İç talep zayıflığı nedeniyle kur geçirgenliğinin düşük olmasını beklediklerini söyleyen Şimşek, kamuda harcama disiplininden taviz verilmeyeceğini vurguladı. Piyasalardaki son gelişmelerin, özellikle petrol fiyatlarındaki düşüşün, cari açığın hedeflerin altında kalabileceğine işaret ettiğini belirten Bakan, istikrar programı uygulanırken yakalanan istihdam artışının önemli bir başarı olduğunu ve Türkiye’nin şoklara karşı dayanıklılığının güçlendiğini ifade etti. Şimşek, iyimser olmak için güçlü gerekçelerimiz olduğunu da sözlerine ekledi.