Yavaş koşu, günlük hayatta kolayca sohbet edebileceğiniz bir tempo olarak tanımlanmaktadır. Anglia Ruskin Üniversitesi’nden Dr. Dan Gordon, yavaş koşunun kan basıncını azalttığına ve daha güçlü bir kalp-damar sistemini desteklediğine dikkat çekiyor. “Yavaş koşu yine de vücudunuza stres uyguluyor, ancak kardiyovasküler adaptasyon elde etmek için aşırı strese ihtiyacınız olmadığını biliyoruz.” diyor.
Yavaş koşu, kalbin pompalama kapasitesini artırarak gücünü geliştirir. Ayrıca metabolik sağlığı da iyileştirir; insülin direncini azaltır ve vücudun enerji için depolanmış yağları kullanmasını sağlar. Bir diğer avantajı ise yavaş koşanların daha hızlı iyileşmesi ve aşırı kullanım yaralanmaları riskinin daha düşük olmasıdır.
Dr. Gordon, yavaş koşunun psikolojik faydalarının da önemli olduğunu vurguluyor. Depresyon ve kaygıyı azaltır, ancak aynı zamanda koşarken sohbet etme imkanı sunarak sosyalleşmeye katkıda bulunur. Gordon, yavaş koşmanın maraton gibi zorlu yarışlardan daha az göz korkutucu olduğu için daha fazla kişinin yapabileceği bir aktivite olduğunu belirtiyor.
“İnsanların fiziksel olarak formda kalmasını sağlamak için grup halinde egzersiz yapmaktan daha iyisi yoktur. Kişiler bunu tek başına yaptıklarında hedeflerine ulaşmada zorlanırlar.” diye ekliyor.
Araştırmalar, profesyonel koşucuların bile aerobik kapasitelerini geliştirmek için yavaş tempoda antrenman yaptıklarını gösteriyor. Bu, akciğerlere ve bacaklara oksijen akışını iyileştirerek daha az eforla daha uzun ve daha hızlı koşmanızı sağlar.
Yavaş Koşmanın Ek Faydaları:
Yavaş koşu, sağlık ve zindelik yolculuğuna başlamak veya halihazırda aktif olanlar için mevcut antrenman rejimlerine değerli bir katkı olabilir. Kolay erişilebilirliği, çok yönlülüğü ve sayısız faydası ile yavaş koşu, herkes için ideal bir egzersiz seçeneğidir.