MÜSİAD EXPO 2024 Uluslararası Ticaret Fuarı, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde devam ederken, fuar kapsamında MÜSİAD EXPO Dünya Genel İdare Kurulu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın katılımıyla gerçekleştirildi. 109’uncu kurul toplantısına Kacır ve Bolat’ın yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, İBF Başkanı Erol Yarar, MÜSİAD yurt içi ve yurt dışı şube başkanları katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, MÜSİAD’ın 84’ü yurt içi ve 99’u yurt dışı olmak üzere 183 şube başkana bir sunum gerçekleştirdi.
Sunumunda Ticarette korumacılığın büyük bir hızla yükseldiğinin altını çizen Bakan Kacır, “Özellikle 2018-2020 arasında kendini göstermeye başlayan yükselişini göstermeye başlayan ticari korumacılığın, 2020’den sonra hepimizin malumu, pandemiden sonra büyük bir hızla yükseldiğini ve halen de geri gelmekte olmadığını görüyoruz. Aslında bu tablo bize şunu gösteriyor, çok uzun yıllardır 70- 80 yıldır bütün dünyaya daha fazla serbest ticaret, daha fazla liberal ekonomi vaaz edenler, daha fazla küreselleşme vaaz edenler, şimdi kendileri bizzat o vaazlarını terk ediyorlar. O ezberleri kendileri bizzat geride bıraktılar ve dünyanın neredeyse bütün ülkelerinin eminim sizlerde yaşadığınız çalışmalarını sürdürdüğünüz ülkelerde doğrudan müşade ediyorsunuz. Ana gündemi orada üretim yerinde üretim yerli üretim. En gelişmiş kabul edilen ülkeler dahi ileri teknoloji olmayan ürünlerde bile topraklarında üretime icmal etmeye çabalıyor” dedi.
Türkiye’nin uzun zamandır kendi ihtiyaçlarını kendi görebilmek adına kritik teknolojileri yerli ve milli olarak geliştirebilmek ve rekabetçi şekilde dünyaya sunabilmek adına milli teknoloji hamlesini sürdürdüğünü hatırlatan Bakan Kacır, “Milli teknoloji hamlesi bir yönüyle Türkiye’nin tam bağımsızlık yolculuğu yani siyasi bağımsızlığın ekonomik bağımsızlıkla, ekonomik bağımsızlığını da ancak teknolojik bağımsızlıkla gerçekleşebileceği farkındalığıyla, Türkiye’nin kritik teknolojileri, yerli ve milli olarak geliştirmesi seferberliği adeta, bir yönüyle de aslında yüksek teknoloji üretebilen, katma değer üretebilen ve bu yolla refah artışı elde edebilen bir Türkiye’nin inşa edilmesi yolculuğu” diye konuştu.
Kacır, “22 yıl içinde Türkiye’nin dört bir yanında teknoparklar inşa edildi. 22 yıl önce 2 teknoparkı vardı, Türkiye’nin ve sadece 56 şirket bu 2 teknoparkta araştırma geliştirme yapıyordu. Şimdi 104 teknoparkımız var ve 11 bin şirket Türkiye’nin teknoparklarında araştırma geliştirme, inovasyon yapıyor. Bin 600’den fazla AR-GE ve tasarım merkezi var, bugün Türkiye’nin. AR-GE insan kaynağımız 290 bini aştı. Türkiye’nin dört bir yanında üniversiteler yükseldi. Bugün 208 üniversitesi var, Türkiye’nin ve Türkiye’nin dört bir yanında teknoloji start upları için teknoloji girişimleri için ev sahipliği yapmakta olan 100’den fazla kuluçka ve hızlandırma merkezi var” ifadelerini kullandı.
Bakan Kacır, “Yüksek teknoloji ihracatımız 9 milyar doların üzerinde, inşallah 2028’e geldiğimizde 19,5 milyar dolar yüksek teknoloji ihracatı gerçekleştiren bir ülke olacağız. AR-GE harcamalarının milli gelirdeki payını binde 5’ten yüzde 1,4’e yükselttik. İtalya ile İspanya ile aynı düzeyde milli gelirimizden araştırma geliştirmeye pay ayıran bir ülkeyiz bugün. AR-GE harcamalarımız, yıllık 1,2 milyar dolardan 16 milyar dolara çıktı. Özel sektörün AR-GE’deki payı yüzde 29’dan yüzde 65 yükseldi. Yani 1,2 milyar dolar AR-GE harcamasından özel sektörün aldığı pay yüzde 29 dokuzdu. Yani Türk özel sektörü ancak 400 milyon dolar ARGE harcaması yapıyordu. Bugün 16 milyar dolar AR-GE harcamasından yüzde 65 pay alıyor yani Türk özel sektörü 10 milyar dolar AR-GE harcaması yapıyor. AR-GE insan kaynağımızı 10 misline çıkardık. 29 bin’den 291 bine yükselttik. Patent başvuru sayısı Türkiye’nin yılda 414 yani Türkiye’de günde yaklaşık 1 patent başvurusu yapılıyordu. Geçtiğimiz yıl patent başvuru sayısı 8 bin 600’ü aştı. Bazen ‘üniversiteler yapılıyor ama bilimsel gelişme kaydedilmiyor.’ şeklinde bir haksız eleştiriyi çokça duyarız. Türkiye’de bir yılda yapılan bilimsel yayın sayısı 2002’de 9 binken geçtiğimiz yıl 49 bin olarak gerçekleşti. Yani Türkiye’nin bilimsel üretim kapasitesi 22 yıllık iktidarlarımız döneminde 5 misli çıktı” dedi.
İhracat rakamlarının 36 milyar dolardan 262 milyar dolara yükseldiğinin altını çizen Kacır, “Türkiye’nin dünya ticaretinden aldığı pay binde 5’ten yüzde 1,7 çıktı ve bugün Türkiye’nin yaptığı ihracatın yüzde 95’i sanayi ürünlerinden oluşuyor. Malumunuz tarım ürünleri de ihraç ediyoruz. Madencilik ürünleri de ihraç ediyoruz ama ihracatımızın yüzde 95’i sanayi ürünlerinden oluşmakta. 1995’te Türkiye rekabetçi olarak ihracatını yaptığı ürün sayısı açısından da yoğun ihracat yapabildiği, ülke sayısı açısından da vasat bir noktadaydı. Şimdi ise Türkiye, Çin’den sonra Avrupa ortasına kadar en fazla sayıda ürünü en fazla ülkeye rekabetçi şekilde ihraç edebilen ülke oldu” diye konuştu.
Kacır, “Çin’den sonra en fazla ürün çeşitlerine sahip ve en fazla pazar çeşitlerine sahip ülke, Orta Avrupa’ya kadar bu geniş bantta Türkiye’dir. Bu, Türkiye’nin son 22 yılda atılan sanayileşme adımları