Amerikan araştırmacılar, duygusal ve sosyal yalnızlık düzeyleri ile uyku kalitesi arasında genç yetişkinlerde güçlü bir bağlantı olduğunu keşfettiler. Duygusal yalnızlık, bir partnerle olan yakınlığın yokluğu olarak tanımlanırken, sosyal yalnızlık daha geniş bir sosyal ağın yokluğudur.
Araştırmacılar, yalnızlığın, özellikle de genç yetişkinlerde uyku kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğuna inanıyorlar. İyice dinlenmeyen gençlerin başkalarıyla etkileşime girmeyi tercih etmemeleri, bu durumu tetikleyebilir. Uyku eksikliği aynı zamanda artan kaygı ve ruh hali bozukluklarına da yol açabilir.
Los Angeles merkezli klinik uyku psikoloğu Nicole Moshfegh, “Uykusuzluk, kendini daha çaresiz hissetmeye, daha düşük öz değer ve öz saygıya neden olabilir, ardından yalnızlık ve izolasyon duyguları ortaya çıkabilir” diye belirtti. Diğer çalışmalar, yalnızlığın kötü uykuya yol açtığını ve bunun iki yönlü bir etki olduğunu göstermektedir.
Bu bağlantının bir başka olası açıklaması, uykunun hızlı göz hareketi (REM) evresinde beynin günün düşüncelerini ve anılarını işlemesidir. Bozuk uyku düzenleri beyin aktivitelerini bozarak günün olaylarının tam olarak işlenmesine engel olur ve uyandıktan sonra daha fazla ruh hali sorununa yol açabilir.
Uyku düzenini iyileştirmek için uzmanlar, tutarlı bir yatma vaktinden ziyade her gün tutarlı bir uyanma saatini önermektedirler. Düzenli öğünler, günlük rutinler ve sabahları en az 15 dakika güneş ışığı almak sirkadiyen ritmi düzenlemeye yardımcı olabilir.
Stres, uykuyu olumsuz etkileyen önemli bir faktördür. Farkındalık teknikleri, rahatlatıcı egzersizler veya günlük tutma gibi stres seviyelerini azaltmanın çeşitli yollarını araştırmak faydalı olabilir. Öğleden sonra şekerlemelerinden kaçınmak da önemlidir, çünkü bunlar uyku ihtiyacını azaltabilir.
Yalnızlık duyguları geçmiyorsa, profesyonel bir ruh sağlığı uzmanından yardım almak önerilir. Terapi, yalnızlık nedenlerini belirlemeye ve bunlarla başa çıkma mekanizmaları geliştirmeye yardımcı olabilir.