Başlık: Kaos’un “Takımyıldızları” ile Aşk ve Bilim Buluşuyor
Metin:
Amerikalı bilim kurgu yazarı Philip K. Dick’in “Biz, hepimiz kusurlu duygusal yaşamları olan şizofrenleriz ve ayrıca grupça sanrılar görüyoruz” sözüyle başlayan bu yazı, bilim, tiyatro ve olasılıklar dünyasına dalıyor.
Kaos’un ilk oyunu “Takımyıldızları”, İngiliz oyun yazarı Nick Payne’in eseri. Oyun, fizikçi Marianne ve arıcı Roland arasındaki romantik ilişkiyi anlatıyor. Ancak arka planda çoklu evren teorisi, kuantum fiziği ve sicim kuramı gibi bilimsel kavramlar geziniyor.
Oyun, Marianne ve Roland’ın her seçiminin ve her kararının, hayal edilemeyecek kadar geniş bir paralel evrenler evreninde var olduğu fikrini işliyor. Böylece aynı hikaye, farklı evrenlerde farklı şekillerde anlatılıyor.
Yönetmen Özge Erdem, oyunun metnini okuduktan sonra özgünlüğüne ve bilimle aşk temasını harmanlamasına hayran kaldığını söylüyor. Sahne ekibinin işbirliği ve oyuncunun sahnedeki gerçekçi performansı, oyunun başarısına katkı sağlamış.
Oyunun amacı, izleyenlere sonsuz olasılıklar fikrini ve hayatlarındaki her seçimin farklı evrenlerde farklı sonuçlara yol açabileceğini düşündürmek.
Oyun, Pera Palas başta olmak üzere İstanbul’un tarihi binalarında sahneleniyor. Yazar Nick Payne’in geçmişte bir kitapçıda çalışmış olması, oyunun bu mekanlarda sergilenmesiyle ilginç bir tesadüf oluşturuyor.
Özge Erdem, oyunun farklı şehirlerde turneye çıkmasının planlandığını ve gelecekte farklı sanat disiplinleriyle işbirlikleri yapılabileceğini belirtiyor.
Son:
“Takımyıldızları”, aşk ve bilimi özgün bir şekilde buluşturan, düşünce uyandırıcı ve eğlenceli bir oyun. Oyun, hayatımızdaki sonsuz olasılıklara ve her seçimin aynı anda hem şimdiyi hem de gelecekteki farklı evrenleri nasıl etkileyebileceğine dair merak uyandırıyor.