“Jethro Tull: Efsanevi Rock Grubunun 2024’teki Vizyonu”
İngiliz rock grubu Jethro Tull, 1967’den bu yana müzik dünyasında çığır açan bir yolculuk sürdürüyor. Vokalist ve flütçü Ian Anderson’ın liderliğindeki grup, blues, rock, füzyon caz gibi çeşitli müzik tarzlarını harmanlayarak progresif rock sesine öncülük etti.
Anderson, 2022’de çıkardıkları “The Zealot Gene” albümü hakkında “Sadece İngiliz rock müziğinde değil, dünya müzik tarihinde olağanüstü bir tarih yazmaya devam ediyor” yorumunda bulunmuştu. Grubun 55 yıllık macerası boyunca dünyanın 40’tan fazla ülkesinde 2500’den fazla konser vermiş olması ve 60 milyon albüm satmış olması, başarılarının kanıtı.
Anderson’ın dört solo albümü de bulunuyor ve “Divinities” adlı flüt enstrümantal kaydı “en sevdiklerinden biri” olarak nitelendiriyor.
Jethro Tull, 23 Nisan 2023’te “RökFlöte” adıyla 23. stüdyo albümünü çıkaracak. Albüm, önceki konserlerinden esinlenen ve hayranlarını derinden etkileyecek bir performansla huzurlarımıza gelecek.
Grup, 23 Kasım’da İstanbul Volkswagen Arena’da “This Was” ve “RökFlöte” albümlerinden parçalar seslendirecek.
Anderson, Queen’in “Bohemian Rhapsody” şarkısındaki “Gerçek hayat bu mu, yoksa sadece bir fantezi mi?” sorusuna değinerek; günümüz dünyasının karmaşıklığına ve zorluklarına dikkat çekiyor. Nüfus artışının kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayarak, “Daha küçük bir küresel nüfusla nasıl yaşayacağımızı öğrenmeliyiz” diyor. Anderson, nüfus artışına ve küresel ısınmaya çözüm bulmanın geleceğimiz için çok önemli olduğunu düşünüyor.
Müzik yolculuğunu “maceracı ve entelektüel olarak meraklı” olarak tanımlayan Anderson, “Hâlâ yeni müzikler üretmeye, farklı şeyler denemeye ve bu süreçte gelişmeye devam ediyorum” diyor.
“RökFlöte” albümü, Nordik mitolojisinin önemli metinlerinden biri olan Ragnarök’ten ve Jethro Tull’un imzası haline gelen flütten esinlenerek oluşturulmuş. Anderson, albümde “Çok tanrılı inançlarla ilgili bazı fikirler geliştirmeye karar verdim” diyor ve İskandinav paganizmini araştırmaya yöneldiğini belirtiyor.
Anderson, “Tarihten ders almamız gerektiğine inanıyorum; ne olduğunu ve bir daha olmaması için nasıl önlem alacağımızı bilmeliyiz” diyor ve geçmişteki hataları tekrar etmemek için tarihi anlamak gerektiğini vurguluyor.
Genç müzisyenlerin şansının zor olduğunu düşünen Anderson, “Herkes pop yıldızı olmak istiyor ve bu kadar insana yer yok!” diyor. Yaratıcı ve orijinal olmanın zorluğuna değinen Anderson, “Bugün bir müzisyen olmak bana çekici gelmezdi, çünkü müziğe orijinallik açısından ilgi duyuyorum” şeklinde konuşuyor.
Anderson, siyaseti ve dünya gündemini yakından takip ettiğini belirtiyor ve “The Zealot Gene” albümünde 11 Eylül saldırılarını ve Trump’ın popülist politikalarını eleştiren şarkılar yer aldığını söylüyor.
Okumaları genellikle gerçeklere dayalı referans kitapları, tarih kitapları ve felsefi eserlerden oluşan Anderson, İngiliz yazar John le Carré’nin casusluk romanlarını çok seviyor.
Uçak yolculukları sırasında barok ve klasik müzik dinlediğini söyleyen Anderson, inişe geçildiğinde ise ZZ Top dinleyerek rahatlamaya çalışıyor.