Dünyaca ünlü iktisatçı ve yazar Daron Acemoğlu’nun Project Syndicate için kaleme aldığı çarpıcı makalesi, günümüzün en önemli sorunlarından birini mercek altına alıyor: Demokrasilerin hayatını sürdürebilmesi için işçi dostu olması gerektiği.
MIT Üniversitesi’nde profesör olan Acemoğlu, son yıllarda Batı ülkelerinde aşırı sağcı partilerin yükselişinin, merkez partilerin başarısızlıklarından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Bu başarısızlıkların temelinde ise demokrasilerin iş sağlama, istikrar ve kamusal faydalar sunma konusundaki yetersizliği yatıyor.
Acemoğlu’na göre, 1980’lerden bu yana Batı dünyasında işçi dostu politikalar konusunda gerileme yaşanıyor. Seçmenler, siyasetçilerin ihtiyaçlarına bankacıların ihtiyaçlarından daha fazla öncelik verdiğini düşünüyor. Bu durum, insanların ekonomik büyüme, yolsuzluğa son verilmesi, istikrar ve kamu hizmetleri gibi konularda tatminsizlik yaşamalarına ve demokratik kurumlara olan desteğinin azalmasına neden oluyor.
Acemoğlu, Fransa’daki Emmanuel Macron örneğini vererek, liderlerin toplumun endişelerinden uzaklaştıklarını ve onlarla bağını kopardıklarını savunuyor. Macron’un ekonomik ve kültürel değişimlere karşı duyarsız kalması, özellikle Orta Doğu’dan gelen kitlesel göç konusunda halkın endişelerine kulak vermemesi, göç karşıtı aşırı sağ partilerin yükselişine zemin hazırlamıştır.
Acemoğlu, demokrasinin bu tür sorunlarla başa çıkmak için en iyi sistem olduğunu vurguluyor. Ancak bunun için demokrasilerin işçi dostu ve eşitlikçi olması gerekiyor. Siyasetçiler, vatandaşların ihtiyaçlarını bankaların ihtiyaçlarının önüne koymalıdır. Acemoğlu makalesini, “Demokrasinin halkın desteğini ve güvenini yeniden kazanabilmesi için daha fazla işçi yanlısı ve eşitlikçi olması gerekiyor” sözleriyle noktalıyor.